Zaman içinde anlatılan doğaüstü veya gizemli hikayelerin, insanlar arasında giderek yayılması ve “şehir efsaneleri”ne dönüşmesi dünya genelinde görülen bir durumdur. Korkutucu şehir efsaneleri, dünyanın dört bir tarafından anlatılmakta ve bu şekilde popülerliğini günümüzde bile korumaktadır. Bu masalsı hikayeler, zamanla popülerlik kazanmış ve farklı kültürlerde dilden dile dolaşarak çeşitlenmiştir. Şehir efsaneleri, genellikle belirli bir coğrafi konum, mekan veya şehirle ilişkilendirilir ve o yerin atmosferi, tarihi veya gizemiyle yakından ilişkilidir.
Her bir efsane, içerdiği gizem, ürkütücü detaylar veya şaşırtıcı olaylarla insanların hayal güçlerini körükler. Bu hikayelerin ortak özelliği ise insanların merakını cezbetmeleri ve kuşaktan kuşağa aktarılarak sürmesidir. Şehir efsaneleri genellikle ağızdan ağza dolaşarak şekil değiştirir ve farklı topluluklarda kendine özgü öykülerle zenginleşir.
Korkutucu şehir efsaneleri arasında hayaletlerin ortaya çıkması, gizemli varlıkların varlığı, tarihi olaylara dair ilginç ayrıntılar ve bilinmeyen yeraltı geçitleri gibi unsurlar sıkça kullanılır. Bu efsaneler, bir topluluğun veya bölgenin kültürüne derinlemesine nüfuz ederek, o coğrafyanın kimliğinin şekillenmesinde de etkili olabilmektedir. İşte dünya genelinde öne çıkan bazı korkutucu şehir efsaneleri…
Bloody Mary (Kanlı Mary) Efsanesi
Bloody Mary efsanesi, farklı şehirlerde farklı varyasyonlarda anlatılır. Mary’nin hayaletinin aynada belirmesi, birçok kişi için korkutucu bir çocukluk anısıdır. Cadılar Bayramı’nda anlatılan lanetli bir ruh olan “Bloody Mary,” aynalarda beliren, yüzü kanlar içinde kalmış bir figür olarak tasvir edilir. Bloody Mary’nin çağrılmasının ve ortaya çıkmasının belirli bir ritüel ile mümkün olduğunu anlatılır. Bu ritüel, karanlık bir Cadılar Bayramı akşamında, bir ayna karşısında durarak üç kez “Bloody Mary” demekten ibarettir. Anlatıya göre, Bloody Mary çağrıldığında, ayna yüzeyinden belirip sizi öldürebilir veya süründürebilir.
The Vanishing Hitchhiker (Kaybolan Otostopçu)
Korkutucu şehir efsaneleri arasında yer alan bu hikaye, bir sürücünün bir otostopçuyu aracına alması ve sonra otostopçunun arabadan kaybolmasıyla ilgilidir. Hikaye, dünya genelinde farklı varyasyonlarda anlatılır ve sık sık gerçek bir olaya dayandığı iddia edilir.
Bir gece, bir sürücü yolda ilerlerken yolda bir otostopçu görür ve onu arabasına alır. Otostopçu genellikle gideceği bir yere ulaşmak isteyen, genç ve genellikle tuhaf bir figürdür. Sürücü, otostopçuyu alır ve belirlenen varış noktasına ulaştıklarında, sürücü otostopçuyu arka koltuktan kontrol etmek üzere döndüğünde kişi ortadan kaybolmuştur. Ancak otostopçunun unuttuğu bir eşya, genellikle ceketi veya şapkası, arabanın içinde bulunur.
Bundan sonra, sürücü, otostopçunun kaybolduğu yere gidip ailesiyle iletişim kurar. Aile, sürücüye genellikle otostopçunun bir süre önce öldüğünü ve kazadan sonra otostopçu figürünün ruhunun insanlar tarafından yardıma ihtiyacı olduğunu söyler. Sürücü, otostopçunun öldüğü yere gitmeye karar verir ve genellikle mezarı ziyaret eder. Otostopçunun mezarına bir şekilde ulaştığında, kaybolan eşyalarını mezarın üzerine bırakır ve otostopçu ruhu huzura kavuşur.
Yeti (Kocaayak)
Yeti, Himalaya Dağları’nda yaşadığına inanılan büyük, karla kaplı bir yaratık olarak bilinen bir şehir efsanesidir. Bu efsanevi varlık, genellikle büyük, beyaz tüylü bir canavar olarak tasvir edilir ve ardında büyük ayak izleri bıraktığı söylenir
Yeti efsanesi, Tibet ve çevresindeki kültürlerde uzun bir geçmişe dayanmaktadır. Yerel halk, zamanla bu dağlarda yaşayan devasa bir yaratığın var olduğuna inanmış ve bu efsaneyi nesilden nesile aktarmıştır. Yeti’nin tam olarak nasıl göründüğü konusunda farklı tasvirler bulunsa da, genellikle karlı zirvelerde karşılaşılan büyük, kocaman ayak izi bırakan bir varlık olarak düşünülür.
Batı’da, Yeti efsanesi 20. yüzyılın başlarına kadar pek bilinmiyordu. Ancak, 1950’lerde Everest Dağı’na yapılan keşif gezileri sırasında, dağcılar ve araştırmacılar tarafından büyük ayak izleri veya diğer potansiyel Yeti izleri olarak yorumlanan bulguların ortaya çıkmasıyla bu efsane Batı dünyasında da popülerlik kazandı.
Hayalet Yolcular
Hayalet yolcu efsanelerinin birçok farklı versiyonu vardır ve farklı bölgelerde farklı şekillerde anlatılır. Genellikle hikayede ürkütücü ve gizemli unsurlar bulunur. Genel hatları itibari ile ölü yolcularla ilgili olan şehir efsaneleri şu şekildedir: Bir otobüs durağı vardır ve bu durak, ya terkedilmiş bir yerdir ya da normal bir otobüs durağı gibi görünüp normal bir güzergahtadır. Bu duraktan geçen otobüse binen yolcular, gerçek insan gibi görünseler de aslında hayalettir. Bir zaman sonra yolculara ait doğaüstü detaylar ortaya çıkar.
Çin’de anlatılan bir şehir efsanesi de bu konuyla ilişkilidir. Karanlık ve sisli bir akşamda, otobüs şoförü, rutin seferini yapmaktadır. Durakta birden esrarengiz bir şekilde ortaya çıkan iki adam, otobüsü durdurur. Kıyafetleri çok eski zamanlara ait olan bu adamlar, oldukça dikkat çekicidir. Bir süre sonra otobüs şoförü, bu gizemli yolcuların otobüs içinde yere basmadıklarını fark eder. Yolculardan birisi, yaşanan bu olayı polislere anlatır, ancak otobüsten ve otobüs şoföründen haber alınamaz.