Dünyanın en yüksek dağlarının zirveleri, ulaşılması en zor ve en tehlikeli olan yerler arasında öne çıkar. Dünyanın en yüksek 3 dağı, korkutucu olduğu kadar büyüleyicidir de. Bu yüksekliklere yapılan tırmanışlar, insanlığın istediğinde zoru başarabildiğinin bir göstergesi aslında. Bu dağların zirvesi oldukça görkemli.
Diğer yandan dağlar, bulundukları bölge için doğal anlamda önemli bir zenginlik kaynağı olarak da görülmektedir. İnsanlar tarafından yerleşim alanı olarak kullanılamadığı için ve pek tercih edilmediğinden buralar genellikle doğanın bozulmamış halini ortaya koymaktadır. Dağlık alanlar, kendine özgü ekosistemleri ve eşsiz çeşitliliği ile dikkat çeker. Dağlar sadece ekolojik değil, aynı zamanda kültürel açıdan da büyük öneme sahiptir. Birçok kültürde dağlar, mitolojik, dini ve tarihi açıdan büyük bir öneme sahiptir. Diğer yandan dağ zirveleri, tırmanış tutkunları için yeni çekici hedefler sunar ve insanları macera ve keşif dolu yolculuklara çağırır. Bu yazıda dünyanın en yüksek 3 dağı hakkında bazı bilgiler vereceğiz. Büyülü ve heybetli bu dağlar hakkında bilgi edinmek için yazımıza göz atabilirsiniz.
Everest Dağı – 8848 metre
Dünyanın en yüksek 3 dağı arasında en yüksek olanı sorsak, cevap hepimizin malumu: Everest. Himalaya Dağları’nın en yüksek zirvesi olan Everest, tam olarak deniz seviyesinden 8848 metre yüksekliğe sahip ve dünyanın en yüksek dağı konumunda. Bu dağın oluşumu, yaklaşık 2,5 milyon yıl önce Hindistan yarımadası ile Tibet Yaylası’nın birbirine yaklaşması sonucu arazi kütlesinin yükselmesiyle meydana gelmiş. Everest’in zirvesine tırmanmak, dağcılıkla ilgilenen herkesin büyük hayali olarak bilinir. Bu hayali gerçekleştiren ilk kişiler ise Yeni Zelandalı Edmund Hillary ve Nepalli Tenzing Norgay oldu. Bu kişiler, 29 Mayıs 1953’te Everest’in zirvesine ulaşarak tarihe geçtiler. Türkiye’den ise ilk kez 1995 yılında Ali Nasuh Mahruki, Everest’e tırmanmayı başardı.
K2 Dağı – 8611 metre
Dünyanın ikinci en yüksek dağı olan 8611 metrelik K2, yükseklik sıralamasında ikinci sırada olmasına rağmen zorluk seviyesi bakımından birinci sırada yer alır. Dağcılar arasında “kutsal zirve”, “dağların dağı” ve “zalim dağ” gibi isimlerle anılan K2, tırmanışı en zorlayıcı dağlardan biridir. Bu zorluğun temel nedeni, dağın son derece dik bir yapıya sahip olmasıdır. Dikliğinin yanı sıra bu dağda, daha fazla kaya ve çığ düşmesi de görülmektedir. Şimdiye kadar K2’ye tırmanmaya çalışan her dört dağcıdan neredeyse biri bu zorlu görevde yaşamını yitirmiştir. K’ zirvesine çıkış, ilk kez 31 Temmuz 1954’te İtalyan dağcılar Lino Lacedelli ve Achille Compagnoni tarafından başarıldı. Türkiye’den ise K2’ye tırmanan ilk isim, 2001 yılında yine Ali Nasuh Mahruki oldu.
Kangchenjunga Dağı – 8586 metre
Dünyanın en yüksek dağlarından biri olan Kangchenjunga, Hindistan ve Nepal arasında uzanan 8586 metrelik yüksekliğiyle üçüncü sırada yer almaktadır. Kangchenjunga’nın zirvesine tırmanmak mümkün ve bunun için üç farklı nokta Nepal’de ve bir nokta Hindistan’da bulunmakta. K2 Dağı gibi, Kangchenjunga da oldukça tehlikeli ve zorlu bir dağdır çünkü dik bir yapısı vardır ve burada rüzgar hızı oldukça dengesiz bir şekildedir Bu durum çığ tehlikesini artırır ve tırmanışı daha da zorlaştırır. Dağın zirvesine ilk tırmanış, Joe Brown ve George Band tarafından 25 Mayıs 1955’te gerçekleştirilmiştir. Ancak bu zorlu tırmanış, aynı zamanda birçok dağcının hayatını kaybetmesine de neden oldu. Kangchenjunga, o kadar tehlikeli bir dağdır ki sadece üç kez, dağın Hindistan sınırındaki tırmanma noktasından başarılı bir tırmanış gerçekleştirilmiştir.
